15 Mart 2012 Perşembe

an itibariyle II..


Hiç anlamadım gecenin tam da güneşe hadi eyvallah deyip yavaş yavaş kaybolduğu zamanlarda ve rutin hayatın bir parçası olmam için beni uyandıran 06:45 alarmıma ramak kala neden bazı şeylerin özellikle beynime girip çıkmak bilmediğini. Aslında sus pus olmuş bir protesto modundayım ne zamandır ve daracık bir sokakta omuzlarım duvarlara sürte sürte ilerliyorum işte. Tuttuğum kalemi sol elimin ortasına saplamaktan kaç kere döndüğümü çoktan unuttum. Aslında benim de bilemediğim sebepler var ve başkalarına anlatmaya çalışmanın ne kadar fayda etmez bir şey olduğunu bardaklara doldurup doldurup içtim. “Zaman” la aramız açıldığından beri yelkovanı söktüm yerinden ve yolculuklar beğenmeye başladım en güzel kartpostallardan. Hani güzel bir kalemin dediği gibi “ içimdeki haritadan nasıl bir yolculuk olduğunu seçiyorum önce, en kutup yerlerinden daha sıcak yaşamlar bulmak için, kendimi götürüp beni sana bırakmak için, sırf başka yaşamlarla uğraşarak, onların karmaşık yaşamlarının otelinde kalarak sadece bir unutuşu ertelemek için. O kadar uzağa gitmeliyim ki bir dönüşü önemseyecek hiçbir sebebim kalmasın…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder