30 Ağustos 2010 Pazartesi

istanbul hikayeleri - esra

Onu tanımlamak için en güzel kelimeler bir yarışa girdiler 300 promillik zihnimde. Galatadan İstiklalin arka sokaklarına kadar duvarlara çizilmiş sarı yumruklar tek tek suratıma indi her cevapsız kalışımda onun karşısında. Havada uçuşan kelimelerin üzerine bastım tek tek ve gökyüzüne çıktım. Ve gördüğüm şeyi şöyle not aldım zihnimin karalama defterine; “O kadar merkezindeydi ki herkesin ve şehir bile buna kayıtsız kalamayıp her gece kucak açtı ona..Ve o bundan uzak kalamadı!” Onun tarafından sevilmek mi? Nasıl anlatılır bilmem ama, birkaç saniye sonra onun dudakları arasında yok olacağını bilen cheetos paketindeki küçük cips tanesi olsan dahi bir lütuf gelir insana. Bir zamanlar 3 parçalık bir puzzle varmış, en önemli parçası kaybolmasın diye diğer ikisi onu yanlarından hiç ayırmazlarmış!! O giderse sihri bozulurmuş şehrin. Formülü bozulurmuş hayatın ve şehir dururmuş…Onlar bu şehrin “ünsüzleri” aslında!!…İstanbul x ( I + U + E) = bebeeeem!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder